6 Şubat 2011

Bölgedeki dönüşümün İsrail üzerindeki etkisi nasıl olacak?

Siyaset
Siyaset

Bölgedeki dönüşüm, arayışlar özellikle bir ülkenin uykularını kaçırıyor, İsrail’in. Benjamin Netanyahu’nun gecelere uyuyamadığını tahmin etmek zor değil. Sadece Amerika’nın değil, özellikle de İsrail’in dostları devriliyor. İsrail’i korumak için en az ABD kadar, Almanya-Fransa-İngiltere kadar yardımcı olan “dostlar” gidiyor. İslamcı tehditle savaştaki müttefik Yemen yönetimi zor günler geçiriyor. ABD-İsrail için garnizon devlet Ürdün de aynı durumda. Gazze savaşında İsrail ve Mısır istihbaratıyla ortak hareket eden Mahmud Abbas yönetiminin sonu geldi. Mısır olmazsa İsrail Gazze’ye nasıl ambargo uygulayacak, orayı nasıl denetleyecek? Mısır olmasa, Ürdün olmasa, Yemen olmasa ABD ve İsrail, kendileri için tehdit oluşturan güçlerle nasıl mücadele edecek? Ya İsrail-ABD karşıtı bir kadro iktidara gelirse? İsrail için bundan daha büyük tehdit olabilir mi? Sina’dan algılanan tehdit nasıl önlenecek?

Şu an en endişeli ülke İsrail. Türkiye’ye karşı Mısır’la ortaklık kuran, onun desteğini alan Tel Aviv şaşkın. Dalga diğer ortaklarını da ardı ardına vurursa İsrail’in nasıl yalnızlaşacağını siz düşünün. Artık Türkiye ile uğraşacak hali de kalmayacak. Korkuyu paylaşmak, Batı’yı bu korkuya ortak etmek için yeni maceralara girişecek, askeri seçenekleri devreye sokacak belki. Ama daha şimdiden İsrail’in bütün güvenlik stratejileri çökmüş olmuş durumda.

1996’da ABD ile yeni strateji planları yaparken, Türkiye’yi de buna ortak ederken hesapladıkları bu değildi. İran, Irak, Suriye tasfiye edilecekti. Mısır, Ürdün ve diğer ABD müttefiklerinin de desteğiyle yeni bir Ortadoğu dizayn edilecekti. Tabii ABD’nin çıkarları, İsrail’in varoluşunu güvenceye almak için. Bu amaç uğruna Türkiye’yi nasıl hoyratça kullandılar, iç politikayı bile buna göre dizayn ettiler? Bölgenin dinamiklerine öyle ağır darbeler vurdular ki, bugün Kahire’de olan ve bölgeyi sarsan dalgayı bu şekilde geciktirdiler. Ne oldu şimdi? Hani nerde o strateji? Bütün hesapları bozuldu, bozulacak da…

Kaynak: İbrahim Karagül’ün 04 Şubat 2011tarihinde Yenişafak Gazetesi’nde yayımlanan “Zafer ya da kurşun!” köşe yazısından derlenmiştir.

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...