17 Ekim 2011

Dinin trafik kurallarının ortaya konulması veya uygulanmasında herhangi bir katkısı olabilir mi?

İlahiyat
İlahiyat

Niçin böyle bir soru, çünkü trafik modern dönemlere ait bir olgu.

Trafik kaide ve kuralları spesifik alana inildiğinde teşrii ahkam gibi gözükse de, genelde tekvini sahadaki hükümlerle birebir irtibatlı olan şeylerdir. İnsan-insan veya insan-tabiat münasebeti ekseninde, mesela başka insanlara veya tabiata zarar vermeme, eziyet etmeme, can ve mal güvenliğini dikkate almama, kul hakkına tecavüzde bulunmama vb. hususlar bu yaklaşımı ispatlamaktadır.

Trafik kurallarına riayet edilmemesi durumunda yukarıda saydığımız insan ve çevreye zarar vermede kul hakkına tecavüze kadar her şey gerçekleşebilir. Onun içindir ki İslami zaviyeden baktığımızda hem teşrii hem de tekvini açıdan söz konusu kurallara uymak mecburidir denilebilir. Mezkur kuralları gayrimüslimlerin koyması neticeyi değiştirmez. Çünkü bunlar ifade etmeye çalıştığımız gibi insanlığa ait ortak değerlerdir ve değerlere muhalif hareket etmek hem dünyevi hem de uhrevi mesuliyeti muciptir.

Meseleye İslam’ın genel ilke ve prensipleri ya da din, dil, cins, ırk ayrımı yapmaksızın herkese karşı tatbiki gereken ahlaki kaide ve kuralları açısından baktığımızda da trafik kurallarına uymanın zorunluluğu sonucu karşımıza çıkar.

Kul hakkı. Trafik, kurallara riayet edilmemesi durumunda kul hakkının en yoğun yaşandığı alandır zannederim.

Zarar verme ve zarara uğrama yoktur. İzaha ve örnek vermeye gerek var mı?

Yoldan eziyet veren şeyleri kaldırma. Efendimiz’in beyanıyla imanın şubelerinden bir tanesi. Pekala, görüntü kirliliğinden tutun kazalara sebebiyet verecek ölçüde bazı şeyleri yollara atmaya ne dersiniz?

Caka satmak, kibir ve gurur içinde dolaşmak. Kuralları hiçe sayarak sahip oldukları son model araçlarla Bağdat Caddesi’nde, otobanlarda havasını atanları nereye koyacağız?

“Önce deveni bağla, sonra tevekkül et.” Peygamber buyruğu bu (sas). Pekala kemer takmama, hatta kemer ikaz alarmını susturmak için aparatlar kullanma, hız kurallarını ihlal etme, alkollü araç kullanma vb. tevekkül öncesi alınması gereken tedbirleri almayıp, “Allah Kerim” diyenleri nereye koyacağız?

“İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olandır.” Acelesi olduğu her halinden belli veya trafik diliyle sizden yol isteyen insanlara yardım etmemeyi adeta şiar edinenlere ne diyeceğiz? Hatta sırf bu yüzden araçlarını terk edip kanlı-bıçaklı kavga edenleri nereye koyacağız?

Daha yüzlerce örnek verebilirim, ama maksadımın anlaşıldığını sanıyorum. Trafik kaidelerine riayet hem dini, hem insani hem de ahlaki bir vazife ve vecibe olarak karşımızda durmaktadır.

Kaynak: Ahmet Kurucan’ın 05 Mayıs 2011 tarihli “Trafik kuralları” yazısından derlenmiştir (Derleme tarihi: 13/06/2011).

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...