16 Nisan 2011

Hidrojen ekonomisi geçiş için üç senaryo

Alternatif Enerji Kaynakları
Alternatif Enerji Kaynakları

Hidrojen ekonomisi bağlamında niş hidrojen ekonomisi senaryosu, geçiş hidrojen ekonomisi senaryosu ve sürdürülebilir hidrojen ekonomisi senaryosu olarak üç farklı senaryo düşünülebilir. Ekonomik, sosyal ve çevresel uygulamalar, her bir senaryo için büyük ölçüde farklılık göstermektedir (Waegel vd., 2006: 294).

Niş hidrojen ekonomisi senaryosu: Bu senaryoda, hidrojen, filo araçları gibi, seçilmiş amaçlar için kullanılan bir yakıt olacaktır. Buna karşın hidrojen, ulusal enerji kullanımının sadece küçük bir bölümünü oluşturacaktır. Sonuç itibariyle, hidrojen, bir yakıt olarak, yaygın kabulü ve erişilebilirliği sağlayamayacak ve sadece birkaç bölgede bulunacaktır. Ulaşım yakıtı olarak hidrojen, daha geniş müşteri kabulünü engelleyecek olan bölgesel parçalanmadan olumsuz etkilenecektir. Ayrıca, bölgeler arasındaki kanunlarda, standartlarda, altyapıda ve cihazlarda görülen belirgin farklılıklar, hidrojen anayoluna büyük zarar verebilir (Waegel vd., 2006: 294).

Hidrojenin hem endüstriyel hem de filo kullanımı, ek uygulamaları harekete geçirebilir. Fakat altyapı engelleri, geniş çaplı kullanımların önünde önemli bir engel olabilir. Niş hidrojen ekonomisi, teknoloji içindeki bütünlük eksikliğiyle ve hidrojen arz ve talebi arasındaki çatışma ile tanımlanmaktadır. Niş hidrojen ekonomisi, hidrojenin bir enerji taşıyıcısı olarak kullanımının istenilen faydalarını büyük ölçüde elde edemeyecektir. Hidrojen, enerji kullanımının çevre üzerindeki negatif etkilerini azaltacak veya yabancı enerji kaynaklarına olan bağlılığı düşürecek düzeyde kullanılmayacaktır. Altyapı ve teknoloji konusundaki yatırımlar, yeterli getiriler elde edemediğinden dolayı, hidrojen kullanımından sağlanan net ekonomik faydalar, belirsizlik arz etmeye devam edecektir (Waegel vd., 2006: 294).

Geçiş hidrojen ekonomisi senaryosu: Bu senaryoda, hidrojen, enerji ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü sağlayabilir. Hidrojen için birincil kaynak, oldukça düşük maliyetleri ve mevcut altyapının var olması dolayısıyla, fosil veya biyolojik yakıtlardır. Hidrojenin bölgeler içerisindeki depolanması ve dağıtılması arasında, belli bir bütünlük ortaya çıkacak ve ülke çapında hidrojen ağları gelişecektir. Bu sayede, insanlar ülkenin bir yanından diğer yanına, hidrojen yakıtlı araba ile gidebileceklerdir (Waegel vd., 2006: 294). Ancak, bu senaryoya göre, ulusal enerji sistemi fosil yakıt temelli olmaya devam edecektir. Hidrojen enerjisini savunanların birçoğu, hidrojen ekonomisine geçiş için en güvenilir yolun, yakın dönemde önemli yakıt değişiklikleri olmadan, mevcut sistemi harekete geçirmek olduğuna inanmaktadır. Bu sistemdeki enerjinin büyük bölümü, mevcut enerji ekonomisine etkili bir şekilde bir aşama veya bir seçenek eklemek suretiyle, karbon-ağır kaynaklardan gelecektir. Kısmi bir iyileşme görülse de, fosil yakıtlarla ilgili çevre ve kaynak sorunları sürecektir. Özellikle hidrojen büyük ölçüde yerel doğal gazdan sağlanırsa, ulusal enerji güvenliğinde ılımlı ilerlemelerin ve düşük karbon salınımların olması beklenebilir (Waegel vd., 2006: 294).

Sürdürülebilir hidrojen ekonomisi senaryosu: Sürdürülebilir hidrojen ekonomisinin dikkat çeken unsurlardan biri hidrojenin kaynağı olacaktır. Bu senaryoda, yenilenebilir enerji kaynakları, hidrojen üretmek için kullanılacaktır ve bu görevi güneş ve rüzgar enerjisi yerine getirecektir (Waegel vd., 2006: 295).

Sürdürülebilir hidrojen ekonomisi senaryosu, yenilenebilir kaynaklara kaymadan önce, kalan doğal gaz rezervlerinin tüm avantajını kullanarak, ilk olarak geçici bir yol izleyebilir. Finansal olarak en pahalı senaryo ve teknolojik açıdan mevcut enerji durumundan en cesur ayrılış olsa da, sürdürülebilir bir hidrojen senaryosu muhtemelen enerji güvenliğiyle ve çevresel iyileşmelerle sonuçlanacaktır. Bu senaryo, sera gazları salınımlarını keskin bir biçimde azaltma umudunu verebilen tek hidrojen ekonomisi senaryosudur (Waegel vd., 2006: 295).

Kaynak: Araş. Gör. Özgür Aslan’ın İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi’nde (Yıl:6 Sayı:11 Bahar 2007/2 s.283-298) yayımlanan “Hidrojen Ekonomisine Doğru” konulu makalesinden derlenmiştir.

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...