22 Nisan 2011

Hidrojen ekonomisine geçişte engeller

Alternatif Enerji Kaynakları
Alternatif Enerji Kaynakları

Uzun dönemli amaç olarak, hidrojen ekonomisinin geliştirilmesi konusu üzerine olumlu gelişmelere karşın, teknolojinin hazır oluşu, piyasa kabulü ve hidrojen sektör yatırımlarıyla ilgili aşılması gereken sorunlar bulunmaktadır. ABD Ulusal Bilimler Akademisi tarafından hazırlanan bir rapor, bilim adamları ve mühendislerin, hidrojen ekonomisiyle ilgili tedirgin edici teknolojik problemlerle karşı karşıya olduklarını belirtmektedir (Dixon, 2007: 331). Hidrojen ekonomisi en son durumda, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen hidrojen üzerinde temellenecektir. Buna karşın, bu yolla hidrojen üretimi henüz ekonomik değildir. Ayrıca, hidrokarbonlardan hidrojene geçişin uzun bir zaman alması muhtemeldir (Midilli vd., 2005: 266).

Hidrojen yakıt döngüsünün hemen her aşamasında, verimlilik kayıpları ortaya çıkmaktadır. Üretimi ve depolanmasından, dağıtımı ve bir yakıt hücresinde kullanılmasına kadar, verimde birikimsel azalmalar görülmektedir. Örneğin, 4 aşamadan oluşan bir süreçte, her bir aşamada %90 verim olsa da, tüm verim %60’ın altına düşmektedir (Waegel vd., 2006: 291).

Hidrojenin en hafif element olmasından dolayı, hidrojenin depolanması karmaşık bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Hidrojeni sıvılaştırmak, depolama hacmi sorununu çözmekte, fakat bu seferde, diğer teknolojik engelleri yaratmaktadır. Karbonnanotüpler, metal hidritler ve yeni kimyasal reaktif materyaller gibi gelişmiş materyaller, hidrojeni depolamak için geliştirilmekte ve test edilmektedir. Hidrojen topluluğunda, materyal bilimindeki ilerlemelerin, hidrojen depolama zorluğunu çözmede gerekli olduğu, yaygın şekilde kabul görmektedir (Dixon, 2007: 331).

Geleneksel olarak, otomobil ve ulaştırma yakıtı endüstrileri, büyük ölçüde birbirine bağlı olarak gelişmiştir. Bu da hidrojen ulaştırma ekonomisinin, ekonomik olarak gelişimini zorlaştıran bir durumdur. Hidrojen dolum istasyonlarının olmayışı, yakıt hücreli araç piyasasının kurulmasına ve gelişmesine engel olmaktadır (McDowall ve Eames, 2006: 1243). Ayrıca, hidrojen dolum istasyonlarının mı, yoksa hidrojen arabalarının ilk önce yapılması konusu da önem taşımaktadır. Örneğin, ABD gibi büyük bir ülkede enerji üretme, depolama ve dağıtma için gerekli olan altyapının, milyarlarca dolara mal olduğu tahmin edilmektedir. Genellikle, enerji altyapı yatırımları, değişen piyasa koşullarını karşılamak için daha sonra kolaylıkla değiştirilemeyen sabit bir enerji sistemine uzunca bir süre bağımlılık göstermektedir.

Hidrojen tedarik piyasalarına yatırım yapanlar, hidrojen yakıtlı arabaların giderek büyüyen bir piyasası olduğuna ilişkin kanıt elde edene değin, hidrojen ekonomisi bağlamında pasif kalabilirler. Otomobil üreticileri de, onlara hizmet verecek hidrojen yakıtı dolum istasyonları yapılana değin, hidrojenle çalışan otomobiller üretmeyebilirler. Bundan dolayı, hidrojen teknolojisi için ölçek ekonomileri kuran sağlam bir ticari satış platformu oluşturmak, uzun zaman alan ve zor bir süreç olabilir (Waegel vd., 2006: 292).

Yakıt hücrelerinin ve diğer hidrojen teknolojilerin kitle kabulü için maliyet ve teknolojiyle ilgili sorunların üstesinden gelinmesi zorunludur (Midilli vd., 2005: 266). Günümüzde, yakıt hücresi fiyatları çok yüksektir ve bu da herhangi bir cihaz kullanımının, geleneksel bir güç kaynağı kullanıldığında ortaya çıkan maliyetten çok daha fazlaya mal olmasına yol açmaktadır. Bu durum, yakıt hücreli bir aracın günümüzde yaklaşık olarak 1.000.000 $’a mal olduğu ulaştırma sektöründe, daha belirgin bir şekilde görülmektedir (Waegel vd., 2006: 292). Hidrojen araçlarının maliyetlerini düşürmek, ihtiyaç duyulan altyapıyı oluşturmak ve hidrojenin bir enerji taşıyıcısı olarak etkili kullanımıyla ilgili teknik problemleri çözmek için, hem hükümet hem de sanayiden gelen büyük yatırımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Teknik problemleri çözmek ve hidrojen yakıt hücreli araçlar için ucuz parçalar geliştirmek için yıllar süren ARGE çalışmalarının üstlenilmesi gerekebilecektir (Waegel vd., 2006: 293).

Hidrojen kullanan yakıt hücreleri, geleceğin araçları ve durağan güç üretimi için temiz ve etkin enerji tedariki için gelecek vaat etmektedir. Fakat bu, sadece hidrojen temiz şekilde üretilirse sağlanabilir (Midilli vd., 2005: 266). Yeşil hidrojen kaynaklarının çoğunun kullanımı, şu anda kullanımda olan geleneksel kaynaklardan daha pahalıdır. Güneş, biyokütle veya rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan elde edilen hidrojen, aynı enerji içeriğine sahip benzinden daha pahalıdır. Günümüzde, sadece doğal gazdan ve kömürden elde edilen hidrojen, benzinle rekabet edebilir durumdadır (Waegel vd., 2006: 292-293).

Kaynak: Araş. Gör. Özgür Aslan’ın İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi’nde (Yıl:6 Sayı:11 Bahar 2007/2 s.283-298) yayımlanan “Hidrojen Ekonomisine Doğru” konulu makalesinden derlenmiştir.

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...