26 Mart 2010

Kolektif ortaklıkta dış ilişki:

Hukuk
Hukuk

Her tüzel kişi gibi kolektif ortaklığın da üçüncü kişilerle ilişkiye girebilmesi için bu işle görevli temsilcilere sahip olması gerekir. Temsilci, yaptığı işlemlerle kolektif ortaklığı borç altına sokabilmek ve hak sahibi yapabilmek gücüne sahip olan kişi veya kişilerdir. Ortaklığı temsil yetkisine sahip olan kişiler tarafından, açık veya kapalı olarak ortaklık adına yapılan tüm işlemlerden dolayı ortaklık alacaklı ve borçlu olur. Ortaklık ayrıca, temsilcinin ortaklık işlerini görürken işlediği haksız fiillerden dahi doğrudan doğruya sorumludur.

Kolektif ortaklığın temsilcisi, ortaklık konusuna giren her türlü iş ve hukuki işlemleri ortaklık adına yapmak ve ortaklığın unvanını kullanmak yetkisine sahiptir.

Temsil de idare hakkı gibi ortaklar için hem bir hak hem de görevidir. Temsil ve idare yetkisine ilişkin başkaca bir düzenleme getirilmemişse her ortağın şirketi tek başına temsil yetkisi vardır.

Temsil yetkisinin ortaklar tarafından sözleşme ile veya sonradan sınırlandırılması mümkün değildir. Çünkü temsil dış ilişkiyi ilgilendiren bir yetkidir. Buna ilişkin hükümler üçüncü kişilerin çıkarını koruyucu nitelikte emredici hükümlerdir. Temsil yetkisinin sınırlandırılamaması kuralının iki istisnası vardır. Bunlar, birlikte temsil ve temsil yetkisinin bir şubenin işleri ile sınırlandırılmasıdır. Bu sınırlamaların üçüncü kişiler yönünden geçerli olabilmesi için tescil ve ilan edilmiş olması gerekir.

Yukarıda da belirtildiği üzere, kolektif ortaklığın alacaklılarına karşı birinci derecede ortaklığın kendisi yani tüzel kişi sorumludur. Ortaklar ise ikinci derecede sorumludur. Diğer bir ifade ile, ancak ortaklığa karşı yapılan icra takibi sonuç vermemiş veya ortaklık herhangi bir sebeple sona ermiş ise ortaklar aleyhine de dava açılabilir ve takip yapılabilir. Ortakların bu sorumluluğu sınırsız ve müteselsildir. Yani alacaklılar diledikleri ortağa veya ortaklara başvurabilirler ve onları tüm malvarlıkları ile takip edebilirler. Ortaklar arasında sözleşme ile sorumluluğun sınırlandırılmış olması üçüncü şahıslar açısından bir anlam ifade etmez.

İstisnaen alacaklılar, henüz ortaklara başvurmanın şartları gerçekleşmeden de ortakların malları üzerine ihtiyati haciz koydurabilirler.

Kaynak: Prof. Dr. Veliye Yanlı, “Ticaret Hukuku Ders Notları”, İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası, Kurs Notları, 2009.

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...