3 Şubat 2011

Mısır’daki isyan hakkındaki mukayeseler ve gerçekler

Siyaset
Siyaset

Uluslararası yazılı ve sözlü yorum ve yazımlarda bazı belli başlı tekrarlar ortaya çıkmaktadır ve çoğu da yanlış esaslara dayanmaktadır:

1- Bu ayaklanma veya patlamanın (intifada) aynen İran’da olduğu gibi gelişeceği ve sonunda dini bir rejimin kurulacağı hususu. Yalnış zan. Çünkü şikayeti olanlar  karma bir gruptur ve son üç güne kadar dini gruplar (Müslüman Kardeşler dahil) olaya katılmamıştır. Protesto yürüyüşünde yokturlar. Sadece Cuma günü birlikte namaz kılınılmıştır. O kadar. Hatta, bazı dini gruplar resmi idareye baş kaldırmayı uygun bulmamaktadır. İran’daki gibi bir durum mevcut değildir.

2- İran çok uzun zamandan beri yani 19. yüzyıldan beri birçok protesto hareketlerine imza atmış bir devlettir. Bunların çoğunluğunu mollalar yönetmiştir. Mısır’da böyle bir gelenek mevcut değildir.

3- İran’daki protestolar çoğu zaman dış güçlere karşıdır. Oysa Mısır’da bu protesto iç rejime karşı, açlık, sefalet ve fiyat artışlarına karşıdır.

4- Özellikle bu din unsuru ve Müslüman Kardeşler İsrail tarafından dile getirilmekte, ABD ve AB medyasından bazıları da hiç sorgulamadan iddiayı kabul etmektedirler. Bu yanlış bir taktiktir. Müslüman Kardeşler iktidara gelseler bile hemen İsrail ile savaşa gitmek gibi bir niyet veya isteğe dair hiç bir delil yoktur. Üstelik adil ve doğru bir seçim yapılsa bile alacakları oy yüzde 25-28 arasıdır.

5- Mübarek ile Tunus diktatörü Bin Ali mukayese edilmektedir. Belki aşırı zenginleşme, yurt dışı bağlantıları ve aile fertlerinin ülkede en etkili grup oluşturmasında benzerlikler olabilir (Bin Ali’nin eşinin bir buçuk ton altın götürdüğü ve Mübarek’in gelininin Londra’ya yüz bavulla gittiği iddia ediliyor). Lakin benzerlik burada bitiyor. Gerisi yanlış benzetme olur. Bin Ali dışarıdan ama Mübarek ise Mısır ordusu içinden gelme bir generaldir ve bu büyük bir fark meydana getirecektir.

6- Mübarek’in daha önce birçok suikast ve ayaklanma yaşadığı ve hepsinin üstesinden geldiği gibi bunu da atlatacağı konuşulmaktadır. Bu zan yanlıştır çünkü bugünkü intifada uzun süredir için için kaynayan, bastırılmış  bir sosyal ve ekonomik patlamadır. İdeolojik bir isyan değildir.

7- Hem ABD ve hem de Avrupa ülkeleri “kontrollü bir geçiş süreci” arzu etmektedirler ve onun da nasıl olacağını bilmemektedirler.

8- ABD ve Avrupa devletleri  Mısır’a hem “hiç bir işe karışamayız, bu sizin işiniz ” demekte ve hem de hükümete reformlar için baskı yapmaktadırlar. Bunun bir sonuç getireceğini umanlar mevcut. Bu da yanlış bir zan çünkü olayları belirleyecek olanlar sonunda Mısır halkıdır.

Kaynak: Prof. Dr. Oya Akgönenç’in 02 Şubat 2011 tarihinde Milli Gazete’de yayımlanan “Mısır’da intifada benzetmeler ve gerçekler” yazısından derlenmiştir.

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...