17 Nisan 2011

Neden Muhammed ismi?

İlahiyat
İlahiyat

“Varlıklar gelir, ilahî isimlere ayna olur, görünür ve yiterler” diyor İbn Arabî.  İlahî âlemden yansımalar da böylece isimler üzerinden olmakta. Henüz dünyaya yeni gelen kimselere, Allah’a duyulan yakınlık hissini göstermek için Abdurrahman gibi kaynağı  Esma’ül Hüsna’dan isimler seçilmesi de bu sebepten olsa gerek. İsmi alan kişi artık Allah’ın sonsuz rahmetinin yeryüzünde sık sık anılması ve hatırlanmasına vesile olacaktır.

İsimler başka yönleriyle de karşımıza çıkıyor; bizi çevremizdeki tüm diğer insanlardan ayırt ediyor ve bir anlamda onlarla birlikte var oluyoruz.  Bu dünyada isimlerimizle iz bıraktığımız gibi öte dünyada da yine aynı isimlerle anılacak olduğumuzu da Hz. Peygamber’in, “Siz kıyamet gününde hem kendi adınızla, hem de babalarınızın adıyla çağırılacaksınız; bu sebeple kendinize güzel adlar koyunuz.” hadisinden öğreniyoruz.  Hz. Peygamber’in isimler ve isim koyma uygulaması hakkındaki telkinleri bununla da sınırlı değil. Sahabe, yeni doğan çocukları henüz annesinden süt bile emmeden isim koyması için Efendimize getirirdi. Bunun dışında Hz. Peygamber, çevresindeki kimselerden isimlerinin manaları hoş olmayanlarınkini değiştirmişti.

Hz. Peygamber’in Seçtiği İsimler

Rasûllullah’ın çocuklara isim koyarken hayır beklentisiyle hareket ettiği aktarılıyor.  Hz. Peygamber’in yeni doğan çocuklara verdiği isimlere baktığımızda çoğunlukla ya İbrahim gibi eski bir peygamber ismi ya da Abdullah ve Abdurrahman gibi Allah’ın ismine veya bir sıfatına atıf yaparak verdiği isimler göze çarpmakta.  Peygamber isminin verilmesinin ise genel olarak, onların izinden gidilmesi arzusundan kaynaklandığını biliyoruz. Peygamber ismi taşıyan kimseler aynı zamanda onların hatıralarını da yaşatmış olacaktır.  Çünkü isimler artık birer sözcük olmaktan çıkmış, temsil ettikleri kimseler veya anlamlar dünyasıyla kurulacak “bağ” için birer araç haline gelmişlerdir.

Muhammed İsmi…

Sonraki yıllarda Muhammed ismine inananlar tarafından gösterilen rağbetin sırrı da burada saklı diyebiliriz.  Hz. Peygamber’in aziz hatırasını yaşatma ve ismi taşıyan kimsenin onu örnek alması amaçlarıyla ebeveynlerin çocuklarına en çok seçtiği adlardan biri olmuştur Muhammed zamanla. 

Burada Türkçenin en güzel deyimlerinden birini hatırlamak da yerinde olacaktır: “İsmiyle müsemma olmak.” Öteden beri isimlerin sahipleri üzerinde tesiri olduğuna inanıldığını biliyoruz. Bu iddia üzerinde elbette tartışmalar yapılabilir ama konunun bizi ilgilendiren yönü, bu inançla kişilere isimler seçilen bir kültürde gerek Muhammed gerekse Ahmed, Mahmut, Mustafa gibi Hz. Peygamber’in diğer isimlerinin çok sık kullanılmasıdır.  Günümüzde de Muhammed başta olmak üzere Hz. Peygamber’in isimlerinin (Esma-i Nebi) en çok tercih edilenler arasında olduğunu öğrenmek için çevremize şöyle bir göz gezdirmemiz yeterli olacaktır.  

Diğer yandan zamanla konu hakkında farklı kanaatlerin oluştuğu da bilinmektedir. Özellikle toplumumuzda Muhammed ismini taşımanın kişiye ağır sorumluluklar yükleyeceği ve herkesin bu sorumluluğu kaldıramayacağı, Muhammed ismi Hz. Peygamber’e ait olduğundan onu taşıyan çocuğa bağırılamayacağı, bağırıldığı takdirde peygambere saygısızlık edilmiş olunacağı gibi görüşler de zamanla yaygınlık kazanmıştır. Ancak son yıllarda Muhammed isminin yeniden eski yaygınlığını kazanmaya başladığını da gözlemledik.

Çocuklarına Muhammed ismini seçen ebeveynler ve bu ismi taşıyan bazı kimselerin görüşlerine başvurduğumuzda (aşağıda sizlerle paylaşacağız) toplumuzda hala aynı kaygıların taşındığını gördük.  Fakat görüş belirten ebeveynlerin bu ismi seçme gerekçelerine baktığımızda da Hz. Peygamber’in özelde bu konudaki uygulamaları, genelde de yaşantısının örnek alınması kaygılarıyla hareket edildiği ortaya çıktı.

Hz. Peygamber’in Kendi İsminin Alınmasına Dair Görüşleri

Muhammed isminin seçilmesi konusunda kısa bir özet vermeye çalıştığımız şu ana dek birbirine zıt iki görüşün olduğunu gördük. Her ikisi de temelde Hz. Peygamber’e karşı beslenen saygıdan kaynaklansa da önemli olan Allah Rasûlü’nün tavsiyeleriydi. Bu bağlamda Müslim’de rivayet edilen bir hadis şu şekildedir:

Bir defasında bir adam, çocuğuna Muhammed adını verince, kavmi Rasûlullah’ın adını çocuğuna veremeyeceğini söylemiş, iş Rasûlullah’a intikal edince: “Benim adımı alın; fakat künyemle künyelenmeyin. Çünkü ancak ben Kâsım’ım, aranızda taksimat yaparım.” buyurmuştur.

Hadiste Hz. Peygamber’in kendi isminin alınması konusunda açıkça tavsiyede bulunduğu görülmektedir.

Kaynak: Sonpeygamber.info web sitesinde yayımlanan “Neden Muhammed İsmi” makalesinden derlenmiştir (Erişim tarihi: 15/04/2010).

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...