20 Şubat 2010

Peygamberimizin İslam’ı yayma çabalarında izlediği metot

İlahiyat
İlahiyat

Hz. Muhammed (s.a.v.) tebliğde bulunurken çok sabırlı davranmış insanların şahsına karşı yaptıkları hakaretlere kabalıklara ve taşkınlıklara her zaman göğüs germiştir. Kimseye beddua etmemiş, güler yüzlü, bağışlayıcı olmuştur. Onun bu davranışları tebliğde etkili olmuştur. Kur’an-ı Kerim’de buna işaret edilerek “…şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et…”(Al-i İmran suresi, 159. ayet) denmiştir.

Hz. Muhammed (s.a.v.) insanların İslam’a girerek kurtuluşa ermelerini çok istemiştir. Bunun için de hayatı boyunca ulaştığı insanlara onları kırmadan incitmeden, İslam’ı tebliğ etmiş, bunda da başarılı olmuştur. O gönülleri fethederek insanların Allah’ın dinine girmelerini sağlamıştır. Bunu yaparken doğruluk, dürüstlük, adaletli olma, yumuşak huyluluk, bağışlayıcılık ve cömertlik gibi vasıfları ona yardımcı olmuştur.

Hz. Muhammed (s.a.v.) tebliğinde mektupları da kullanmış bazı devletlerin hükümdarlarına mektuplar yazarak onları İslam’a davet etmiştir. Hz. Peygamberin tebliğinde önemli bir nokta da yaşantısıyla gerçekleşmiştir. Onun yüzüne bakan onda ne bir yalan ne de bir güvensizlik görmüş, bu hali de insanların kendisine bağlanmasını sağlamıştır.

Hz. Muhammed (s.a.v.) gerek sahabeye gerekse sonradan gelecek Müslümanlara tebliğin nasıl yapılacağı hususunda en güzel örnek olmuş ve “Kolaylaştırın, güçleştirmeyin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin”(Kütub-u Sitte, s63) buyurarak, dinin sevdirilerek tebliğ edilmesini istemiştir.

Kaynak: Milli Eğitim Web Sitesinde Yer Alan “Mesleki Açık Öğretim Lisesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” Ders Notlarından Derlenmiştir (Ziyaret Tarihi: 01/02/2010).

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...