4 Haziran 2010

Sağlık ve hastalık nedir?

Tıp
Tıp

Her canlıda var olan yaşamını ve neslini sürdürme güdüsü insanda; sağlıklı, mutlu, üretken ve anlamlı bir yaşamla türünü sürdürme biçimine dönüşmüştür. Ancak insan, fötal dönemden başlayarak doğumdan ölümüne dek sağlığını, mutluluğunu yitirme, verimliliğinde azalma ve yaşamında anlamsızlık gibi dönemleri yaşayarak beklentilerinin tehlikeye girdiğini fark eder. Böyle bir durumda kişi, bireysel beklentilerinin olumsuz sonuçlarını günlük yaşamına ve fonksiyonlarına yansıttığından sağlığı da olumsuz yönde etkilenir.

O halde sağlık, bireysel beklentilerin günlük yaşam ve fonksiyonlarına optimal düzeyde yansıma biçimi olarak açıklanabilir. Sağlık ve hastalık bireysel, toplumsal ve çevresel farklılıklarla algılanan bir durum olması nedeniyle sağlık ve hastalık kavramları; biyolojik, tıbbi, psikolojik/mental ve sosyolojik bilimlerin her birinde o bilime özgü bakış ve yöntemlerle incelenir.

Biyolojik Açıdan Sağlık, “bedenin her hücresinin optimal düzeyde işlev yapması ve her hücrenin diğerleri ile mükemmel uyum durumundaki işlev yeteneği”, hastalık ise bedenin, optimal fonksiyonuna ve yapısına karşıt bir durum olarak açıklanır.

Tıbbi açıdan hastalık, bireyde hastalığa özgü bulgu ve belirtileri oluşturan durumu niteler.

Psikolojik yönden sağlık, bireyin beklenmedik bir durumla karşılaşmasında duyguları ve verdiği olumlu/olumsuz yanıtları ve geliştirdiği başa çıkma ile duruma ve çevresine gösterdiği

uyum yeteneğidir. Sağlığın zihinsel açıdan göstergesi; kişinin mutluluk, doyum, huzursuzluk durumu, benzerliğini (özben) ve gerçekleri doğru algılama, çevre hakimiyeti, samimi olma ve sorun çözümleme yetenekleri olarak sıralanabilir.

Sosyolojik perspektifle sağlık ve hastalık, sosyal kontrolle, değer, inanç, inanışlarına uygunluk ve sapmalarla ilişkili olarak ele alınır. Bu yaklaşımla sağlık bireyin sosyal normlara

uyumu, hastalık ise normlardan sapmayı yani uyumsuzlukları işaret eder.

Ayrıca sağlık ve hastalık kavramları, sübjektif yargı ve objektif gözlemlerden oluşan sosyal aksiyonlar dizisi olarak açıklanabilir. Sübjektif yargıda; yaş, cinsiyet, bireysel değerler, inançlar, geçirilen deneyimler, kültür, kişisel ve mesleki sorumluluklar, roller, sağlık ve hastalığı algılamada önemli etkenlerdir.

Objektif bir bakışla sağlık ise bireyin;

İyi genetik (kalıtsal) özelliklerle dünyaya gelmesi, yani iyi yapısal özelliklere sahip olması,

Fizik, fizyolojik, ruhsal ve sosyal yönden iyi bir gelişme göstermesi,

Fonksiyonlarını, optimal düzeyde uyumlu ve dengeli biçimde sürdürmesi ile oluşan, sosyo-kültürel bir olgu olarak tanımlanabilir.

Bu örneğe benzer durumlara, birçok sosyal grup ve kültürlerde rastlandığından hemşire, etnik köken, dini inanç, sosyo-ekonomik düzey gibi sosyo-kültürel öğelerin, bireydeki sağlık ve hastalık deneyimlerini algılama tutum, tavır ve davranışlarını anlayarak gereksinimlerini karşılamalı, sağlık ve hastalık durumlarında kişiye bütüncül bir yaklaşımla bakım vermelidir.

Dünya Sağlık Örgütü, “sağlığı, bireyin yalnızca hastalık veya sakatlık durumunda olmaması değil, aynı zamanda bedensel, ruhsal (mental), sosyal yönden tam bir iyilik durumunda olması olarak” tanımlar.

Sonuç olarak sağlık; kişinin, kendi ve çevresi ile uyum, ahenk ve barış içinde yaşayarak kişiliğini, bedenini ve bilincini özel bir dengede tutabilme, sağlığını sürdürebilme yeteneğini ifade eden göreceli bir kavramdır.

Kaynak: Doç. Dr. Necmiye Sabuncu, Doç. Dr. Kamerya Babadağ, Doç. Dr. Gülsün Taşocak, Yrd. Doç. Dr. Türkinaz Atabek, Editör: Prof. Dr. Hikmet Seçim “Hemşirelik Esasları: Ünite 1 – Hemşirelik Tanımları, Temel Kavram ve Kuramlar”, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları No: 496, Açıköğretim Fakültesi Yayınları No: 225, ISBN 975 – 492 – 233 – 0, 1996.

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...