16 Ağustos 2011

Bir başka açıdan eğitim, öğretim ve kültür dünyası

Eğitim
Eğitim

Bağrında taşıdığı bütün varlıklarla, doğal hayatın sularla canlılık kazanması gibi, her yönüyle kültürel hayat da, eğitim kurumlarıyla yeni boyutlar kazanır. Nasıl yağmurlar doğal kaynakların geleceklerinin güvenceleri ise, toplumların başarılarının güvenceleri de, hocaları ve öğrencileriyle, eğitim kurumlarıdır. Dünyanın her yerinde eğitim kurumları, ülkelerin ürün, hizmet ve bilgi üretme gücünün ana kaynağını oluştururlar.

Eğitim kurumlarının başarısı, öğretme ve öğrenme sürecinin, hayat boyu devam eden bütünlüğü ve sürekliliğinden kaynaklanır. Öğrenmesini ve öğretmesini öğrenmenin yaşı, yeri ve zamanı olmaz. Eğitim kurumları toplumla, toplum da, eğitim kurumlarıyla aralarındaki duvarları yıkmak zorundadır. Eğitim kurumlarında zenginleştirilen bilginin vatanı yoktur. Bilgiyi büyüten eğitim kurumlarının sıradışı hocaları bilgeliğin kaynağı olurlar.

Bilgi ve bilgelik kazandıran eğitim kurumlarının başında dergahlar gelir. Onlar insanların düşünce ve eylem dünyalarına zenginlik kazandırırken, akılların başlarda olması kadar gönüllerde de olmasına önem verirler. Öğrenmesini öğrenmenin iç dünyaya dönük yüzünü Tasavvuf oluşturur.

Bilgi dünyasında aklı başında olanlar, bilgelik dünyasında ise aklı gönlünde olanlar yol gösterici olurlar. Bilgi dünyasını zenginleştirmeyenler, bilgelik dünyasının derinliklerine inemezler. Öğretirken öğrenenlere, öğrenirken öğretenlere, iki dünyanın kapıları birden açılır. Onlar herkesin okuduğu kitapları okurlar, ancak kimsenin düşünmediklerini düşünürler, bilinmeyeni bilirler, görülmeyeni görürler, okunmayanı okurlar.

Akılla büyütülen zenginlik, gönülle tüketilmezse, toplumun bütün kesimlerini yoldan çıkaran bir gösterişe dönüşür. Ürün, hizmet ve bilgi üretim gücünü büyütmek ve genişleyen ekonomiyi korumak için, akıl gücünden önce gönül gücüne ihtiyaç vardır. Bunun için, Anadolu insanının düşünce ve eylem dünyasında, gönül ustalarının vazgeçilmez bir yeri vardır.

Tarihin her döneminde iç dünyanın zenginliği, dış dünyanın zenginliğinden çok daha önemli olmuştur.

Kültür dünyalarını derinleştiremeyenler, ekonomi dünyalarını zenginleştiremezler.

Gönül dünyasında yararsız bilgiye yer yoktur.

Kaynak: Nazif Gürdoğan’ın 25 Mayıs 2011 tarihinde Yeni Şafak Gazetesi’nde yayımlanan “Hem öğrenen hem öğreten olmak” konulu makalesinden derlenmiştir.

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...