13 Ekim 2011

Bugün İslami hareketler neler yapmalı?

Siyaset
Siyaset

İslami hareketler etnik temellendirmelerden kaçınmalı ve evrensel söylemler geliştirmeliler. Türk, Arap gibi kimlikleri aşmalıyız. Öncelikle tüm insanlığı muhatap alan bir dil geliştirmeliyiz. Müslüman olmayanları da kuşatabilecek bir merhamet ve perspektife sahip olabilmeliyiz.

İslami hareketler ikinci olarak artık bir araya gelebilmeliler. Her cemaat kendi içinde şurâyı gerçekleştirmek zorunda. Sonra da diğer İslami hareketlerle bir araya gelip istişare yapmak zorunda. Ama gelin görün ki, dünyadaki pek çok İslami grup ya tek bir kişiye bağlı ya da belli bir grup yönetiminde. Yani ya diktatör ya da oligarşi ile yönetiliyorlar. Kendiişlerinde böyle olan İslamcılar içlerinde yaşadıkları topluma siyaset fıkhı alanında despotluktan ya da oligarşiden başka ne önerebilirler? “Siyaset Fıkhı” isimli eserimde konuyu detaylı biçimde tartışıyorum. Örneğin halen gelenekte yer alıyor diye tüm İslam aleminde tek bir halife olmalı o da Kureyş’ten olmalı diye ısrar edecek miyiz? Bu gibi şeyleri mutlaklaştırırsak bunu gelecekte nasıl uygulayabileceğiz! Şurâ bir danışma kurulu değildir. Şurâ bizzat karar alma organıdır. Onu da kabilelere ya da cinsiyetlere ayıramayız. Şurâ kadın-erkeğiyle genci yaşlısıyla herkesi kapsar. Kadınlar Akabe’de Hz. Peygamber’le sözleşme yapmışlardır ve ilk kez Hz. Osman döneminde doğrudan iktidar seçimine katılmışlardır. Batı bunu bin yıl sonra akıl edebildi.

İslami hareketlerin gayri Müslim kesimlerle ilişkileri de problemli. Bir arada yaşama kültürü geliştirmediklerinden despotlardan kurtulduklarında ya birbirlerine düşüyorlar ya da yeni dayatmaların sözcüsü oluyorlar. İslamcıların diğer bir problemi de somut önerilerinin ve programlarının olmayışıdır.

Kaynak: Dr. Hasan Turâbî ile yapılan Timeturk.Com web sitesinde yayımlanan söyleşiden derlenmiştir (21/07/2011).

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...