17 Mart 2011

Büyü ve sihrin gerçekliği ve hükmü nedir?

İlahiyat
İlahiyat

Kur’an ve Sünnet’e baktığımızda, büyünün/sihrin gerçek olduğunu görüyoruz. Kur’an’da şöyle buyurulur: “Süleyman mülküne dair şeytanların uydurup izledikleri şeyin ardına düştüler. Oysa Süleyman inkâr edip kâfir olmadı, fakat o şeytanlar kâfirlik ettiler; insanlara sihir öğretiyorlar ve Bâbil’de Harut ve Marut’a, bu iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki o ikisi; “Biz ancak ve ancak imtihan için gönderildik; sakın sihir yapıp da kâfir olmayın!” demeden kimseye birşey öğretmezlerdi. İşte bunlardan koca ile karısının arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Fakat Allah’ın izni olmadıkça bununla kimseye zarar verebilecek değillerdi. Kendi kendilerine zarar verecek ve bir fayda sağlamayacak bir şey öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu her kim satın alırsa, onu alanın ahirette bir nasibi olmayacağını da çok iyi biliyorlardı. Hakkıyla bilselerdi, uğruna kendilerini sattıkları şey ne çirkin bir şeydi.” (Bakara, 102).

Bu ayet üzerinde geniş bir şekilde duran müfessirlerin söyledikleri kısaca şudur:

Ehl-i Kitap’tan bir taife (Yahudiler), Tevrat’ı bir kenara bırakarak Hz. Süleyman a.s.’ın hükümranlığı ve devleti aleyhine insan ve cin şeytanlarının yaptığı işlere ve okuduğu efsun ve efsane kitaplarına uydular. Bunlar, meydana gelmiş ve gelecek olaylar hakkında kulak hırsızlığı ile birtakım malumatlar edinip, bire yüz yalan katarak kâhinler vasıtasıyla gizlice yayarlardı.

Zaman içinde kâhinler, kendilerine haber verilen şeyleri tedvin edip kitap haline getirdiler. Etrafa yaydıkları azı gerçek çoğu yalan efsaneler ve uydurdukları tezvirat zaman içinde türlü siyasî ve sosyal entrikalara yol açmış, Hz. Süleyman a.s.’ın hükümranlığı geçici bir süre sarsıntıya uğramıştı.

Ancak Hz. Süleyman a.s., Allah Tealâ’nın yardım ve lütfuyla bu insan ve cin şeytanlarına galip geldi ve onları buyruğu altına alarak çeşitli işlerde istihdam etti. Nihayet eceli gelip vefat edince sihir/büyü kitapları tekrar tedavüle kondu ve hatta Hz. Süleyman a.s.’ın da devleti sihir/büyü ile idare ettiği yalanını yaydılar.

İşte bu insan ve cin şeytanları bir taraftan kendi elleriyle yazıp tedvin ettikleri sihirleri, diğer taraftan da (muhtemelen I. Sürgün döneminde, milattan önce 721 ve 586 yıllarında iki grup olarak sürgün edildikleri) Babil’de Harut ve Marut isimli iki meleğe indirilen şeyleri de öğrenerek halka aktarıyor, böylece küfür işliyorlardı.

Kaynak: Dr. Ebubekir Sifil’in Şubat 2006’da “Semerkand” dergisinde yayımlanan “Sihir, Büyü, Tılsım: Gerçekler ve Efsaneler” yazısından derlenmiştir.

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...