21 Mart 2010

Doğada Güzel ve Sanatta Güzel midir?

Felsefe
Felsefe

Güzellik problemi hem doğada hem de sanatta güzelliği kapsar. Doğadaki pek çok varlık ve varlıksal düzenlilik güzelliği yansıtmaktadır. Sanatta güzellik ise doğadakinden farklı özellik taşır. Düşünürlerin doğa güzelliği ile sanat güzelliği üzerine görüşleri farklılık göstermektedir. Kimileri doğada güzelliğin olamayacağını, kimileri sanattaki güzelliğin doğadaki güzellikten üstün olduğunu, kimileri doğada güzelliğin var olduğunu, ancak, bunun sanatın gelişmesi ile fark edilebildiğini belirtmişlerdir. Şimdi şu sorular sorulabilir: Doğada karşılaştığımız güzellik ile sanat eserlerindeki güzellikler birbirleriyle örtüşen güzellikler midir? Acaba doğada güzel olarak nitelediğimiz bir varlık, bir sanat eseri haline gelince, doğada güzel olduğu için yine güzelliğini sürdürür mü? Yine doğada çirkin diye nitelediğimiz bir varlık, sanat eseri haline gelince, bu yine çirkin olmakta devam eder mi? Doğada bulduğumuz güzellik ile sanatta bulduğumuz güzellik arasında bir örtüşme yoktur. Eğer olsaydı, doğada güzel bulduğumuz bir şeyin sanatta da zorunlu olarak güzel olması, yine doğada çirkin bulduğumuz bir şeyin de sanatta aynı şekilde çirkin olması gerekirdi. Ama durum hiç de öyle değil, doğada çirkin olan sanatta güzel olabildiği gibi, doğada güzel olan sanatta çirkin olabiliyor. Çünkü her iki güzellik birbirinden farklıdır. Doğa güzelliğinde nesnelerin canlılığı, hareketi bir etken olduğu halde, sanat güzelliği nesnelerin form özelliğine dayanır Bunun için sanat güzelliği doğa güzelliğinin bir yansıması değildir. Çoğunda insan, sanat güzelliği ile eğitildikten sonra doğadaki güzelliği fark edebilir. Güzellik, bunu fark edende bir duyusal etkilenme oluşturabiliyorsa, doğada da sanatta da güzellik söz konusudur. Ancak, hem doğa hem sanat güzelliğini fark edebilmek için estetik bir duyum, bir tavır gereklidir. Delacroix (Delakrua) bunu şöyle belirtmiştir: ” Biz romantik olduktan sonradır ki, dağlar güzelleşti.”

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...