5 Şubat 2010

Dua nedir ve Allah ile iletişimdeki rolü nasıldır?

İlahiyat
İlahiyat

Dua; Allah’a seslenmek, çağırmak, ona yakarmak, ondan dilekte bulunmak demektir. Dua insanda doğuştan gelen bir olgudur. Bu yüzden bütün dinlerde mevcuttur. Üstün bir varlığa inanan insan şu veya bu şekilde dua eder. İnsanlar sıkıntılı anlarında dua edince gönüllerinde bir ferahlık hisseder. İstediğinin gerçekleşeceği konusunda ümidi artar. Dua, insan için bir şifa ve bunalımlara karşı koruyucu bir sağlık tedbiri gibidir. Yüce Allah’ımız şöyle buyurur: “Kullarım beni senden sorarlarsa, gerçekten ben onlara çok yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm” (Bakara suresi, 186. ayet). Ayet ve hadislerde dua teşvik edilmiştir. Peygamberimiz duanın Allah katında bir ibadet ve şerefli bir davranış olduğunu bildirmiştir.

Dua eden kişi gönülden dua etmeli, iyi şeyler istemeli, istediği şeyler doğrultusunda da çaba göstermelidir. Allah insanın gönlünden geçenleri bilir; ama dil ile dua etmenin çok farklı güzellikleri vardır. Dua etmenin belli bir kuralı yoktur. İçimizden geldiği gibi güzel olan her şeyi isteyebiliriz. Allah’a dua etmek için hiçbir aracı kurum ve kişiye de ihtiyacımız yoktur. Namaz kılarken Fatiha suresinde söylediğimiz gibi “Biz ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım isteriz” (Fatiha suresi, 4. ayet). Kur’an-ı Kerimde ve Hadis-i Şeriflerde bizim için dua örnekleri vardır: “Rabb’imiz! Bize dünyada da ahirette de güzellik ver. Bizi ateşin azabındankoru” (Bakara suresi, 201. ayet). “Rabb’im! Beni namaza devam eden bir kimse eyle.Soyumdan da böyle kimseler yarat. Duamı kabul eyle. Rabb’imiz! hesap görülecekgünde beni, ana-babamı ve bütün inananları bağışla ” (İbrahim suresi, 40-41. ayet).

İnsanlar sıkıntıda dua ettikleri gibi genişlikte de dua etmelidir. Dara düştüğünde Allah’a sığınmak rahata erince Allah’ı unutmak çok yanlış bir davranıştır. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “İnsana bir sıkıntı dokundu mu gerek yan üstü yatarken, gerek otururken, gerekse ayakta iken bize dua eder. Ama biz onun bu sıkıntısını ondan kaldırdık mı, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider. İşte o haddi aşanlara, yapmakta oldukları şeyler, böylece süslü gösterilmiştir” (Yûnus suresi, 12. ayet).

Kaynak: Milli Eğitim Web Sitesinde Yer Alan “Mesleki Açık Öğretim Lisesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 3 (Hazırlayan: M. Sadık Arslan)” Ders Notlarından Derlenmiştir (Ziyaret Tarihi: 01/02/2010).

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...