3 Şubat 2011

El Kaide, Mısır ve diğer Arap ülkeleri arasındaki ilişki

Siyaset
Siyaset

Kaide’nin en fazla vurguladığı hedeflerden biri, kendi halkını ezen ve Amerikan ve İsrail çıkarlarının uşağı olarak görülen Hüsnü Mübarek’inki gibi rejimleri devirmekti. Mısır’da Mübarek giderse, Kaide yandaş topladığı bir argümanı kaybetmiş olacak.  Fakat Arap dünyasındaki müstakbel gelişmelerin Amerikan çıkarları için teşkil ettiği tehlikeleri abartmamak elde değil. Gösteriler bu boyutuyla Ürdün ve Suudi Arabistan’a sirayet ettiği takdirde ufukta bir felaket belirebilir.

Ürdün’deki mevcut rejimden daha açık fikirli, Amerikan yanlısı bir rejim tahayyül etmek zor. Suudi kraliyet ailesine gelince, bu ülke için mevcut olandan daha kötü yegâne yönetim biçimi, onun yerini alması kuvvetle muhtemel olanı. ABD’nin on yıllardır Suudilere sattığı onca silahın usulsüz kullanıldığını bir düşünün. Yemen’inse bir kez daha kuzey ve güney diye bölündüğünü veya başkent Sana’nın merkezi kontrolünün daha da zayıfladığını düşünün. Washington, oradaki Kaide’ye karşı fiilen kendi savaşını yürütecektir. Şu an Arap dünyasındaki bütün bu ayaklanmalar aşağı yukarı aynı görünüyor, tıpkı 1989’da Doğu Avrupa’da olduğu gibi. Fakat yine Doğu Avrupa’da olduğu gibi sonuç, halk tabanının özelliklerinden ve kurumsal-eğitimsel gelişmişliğinden kaynaklı siyasi durumuna bağlı olarak, her ülke için az veya çok farklı olacaktır.

Kaynak: Robert D. Kaplan’ın 28 Ocak 2011 tarihinde Radikal Gazetesi’nde yayımlanan “Yeni bir Arap dünyası” yazısından derlenmiştir.

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...