12 Temmuz 2010

Enerji için iki önemli nokta

Fizik
Fizik

Enerji için genel bir tanım vermektense iki önemli noktayı belirtelim. (1) Enerjiyi bir özellik, maddesel olsun ya da olmasın bütün fiziksel sistemlerin değişik durumlarına at­fettiğimiz bir nicelik olarak düşünmeliyiz. Örneğin, hareket eden bir cismin kinetik enerjisi olduğunu söyleriz. Eğer hareket da­ha hızlıysa, kinetik enerji daha fazladır. Ha­reket yoksa yani cisim duruyorsa o zaman kinetik enerji de sıfırdır. Yukarıda verdiği­miz sesin yayılması ve ısı transferi örnekle­rinde de ortak olan nokta bir durumun (ha­reketlilik durumunun) bir bölgeden diğerine geçmesi. Dolayısıyla, bu durumlar için he­sapladığımız enerji niceliğini de bölgeler arasında aktarılmış gibi düşünüyoruz.

Enerjiyi bu anlamın dışında, fiziksel bir nesne gibi hayalimizde canlandırmak yanlış. Aslına bakarsanız, 18. yüzyılın ortalarında ısı için böyle bir yanlış model öne sürülmüş­tü. Birçok bilim adamı, ısıyı “kalorik” adını taktıkları bir sıvı olarak düşünüyor, ısı transferini kalorik akışı olarak yorumluyor­lardı. Bu anlamda bir cismin içerdiği toplam kalorik miktarı, yani cismin toplam ısısı da anlamlı bir nicelik olarak algılanıyordu. Fakat 19. yüzyılın ortalarında İngiliz fizikçi James Prescott Joule’ün yaptığı kapsamlı deneyler, bir cismin toplam ısısından bahsedilemeyeceğini ortaya koyarak kalorik kav­ramının terk edilmesini ve bugün kullandığı­mız enerji kavramının yerleşmesini sağladı.

(2) Enerjinin bizim için en önemli özelli­ği korunuyor olması. Bu yasa, Joule’ün ça­lışmalarının ardından termodinamiğin birin­ci yasası olarak da anılıyor. Yani, kapalı bir sistemde, sistemin parçalarının enerjileri değişebilir ama toplam enerji her zaman sa­bit kalmalıdır. Bugünlerde yaşadığımız enerji darboğazının temel nedeni de bu ko­runum yasası. Yani, enerji yoktan var edile­mez; kullandığımız enerjiyi mutlaka başka bir kaynaktan karşılamak zorundayız.

Eğer bir cismin durumunu değiştirdiğimizde kinetik enerji ortaya çıkarabiliyorsak, o za­man o cismin bir tür enerjisi oluğunu, du­rum değişimi sonucu o enerjinin azaldığını, aradaki farkın da kinetiğe dönüştüğünü dü­şünmeliyiz. Kinetik olarak nitelenemeyecek tüm enerjilere genel olarak potansiyel ener­ji deniyor. Örneğin, havada serbest bırakı­lan bir taş hızlanır. Öyleyse, taşın yüksekli­ğine bağlı bir potansiyel enerjisi olmalı. Taş ne kadar yüksekteyse, potansiyel enerji o kadar fazla olmalı, gibi. Atomlar arasındaki bağların durumuna göre hesapladığımız po­tansiyel enerjiye kimyasal enerji deniyor; bir cismin atomlarının kinetik ve potansiyel enerjilerinin toplamına ısıl enerji deniyor, vs. Diğer enerji formlarından bu korunum yasası sayesinde haberdar oluyoruz.

Kaynak: Sadi Turgut, “Merak Ettikleriniz: Enerji nedir”, Bilim ve Teknik, Aralık 2007.

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...