20 Mart 2010

Hegel’in (1770-1831) felsefi anlayışı nasıldır?

Felsefe
Felsefe

Alman idealizminin ve rasyonalizminin öncülerindendir. Hegel’e göre deneye başvurmadan sırf düşünce (spekülasyon) ile kesin bilgiye ulaşılabilir. Çünkü suje ile obje aynı aklın değişik biçimlendirmeleridir. Objenin kendisi de suje gibi akla dayanır. Yani objenin kesin bilgisine akılla ulaşılan kavramlar üzerinde düşünülerek ulaşılacağını savunur. O’na göre her ussal (rasyonel) olan şey de gerçek(reel)tir. Duyu organlarınca elde edilen bilgilerin kesin genel-geçer bilgiler olmadığını düşünür. (O’na göre “zaten felsefe de, objelerin düşünce ile görülmesi, evrenin düşünülmesidir”) Bu nedenle kavramlar felsefenin ana konusudur. Hegel felsefesi, gelişme kavramına dayanır. Her şeyin değişme ve hareket halinde ve birbirine bağlı olarak değiştiğini savunur. Herakleitos’un diyalektik yöntemini geliştirmiştir. Düşüncedeki değişmeler maddedeki değişmelere yol açar. Hegel’e göre her şey üç aşamalı bir gelişme sonucu gerçekleşir. Bu süreç Tez-Antitez-Sentez sürecidir. Örneğin;”varlık” kavramı üzerinde düşünürsek, Varlık(tez) bunu düşününce hemen karşıtını düşünürüm, Yokluk (antitez) buradaki çatışma uzlaştırıcı bir kavrama götürür, Oluş (sentez) sonucuna ulaşırız. Çiçek (tez), çiçeğin yok olması (antitez), meyve (sentez) Çiçek, meyvenin ortaya çıkmasına yol açar, ama meyvenin ortaya çıkması için çiçeğin yok olması gerekmektedir. Demek ki her olmakta olan şey, hem var olan hem hem yok olan şeydir. Sonuç olarak Rasyonalizm, insan aklını tüm insanlar için aynı ve değişmeyen bir şey olarak ele almıştır. Oysa çağdaş psikoloji ve antropoloji yaptığı çalışmalarda aklın da değişmekte olduğunu göstermiştir. Ayrıca Rasyonalizm, aklı doğadan ayrı bir öz, farklı bir varlık olarak ele alıyor. Böylece akıl ile nesne arasında bir ikilik yaratıyor. Bilgi suje ile obje arasındaki ilişkiden doğmaktadır. O zaman birbirinden tamamen ayrı olan akıl ve nesnenin birbiriyle nasıl çakışarak bilgiyi ortaya çıkaracağı sorunu ortaya çıkıyor. Böylece Rasyonalizmin bilgi sorununu çözemediği görülüyor. Zaten Hegel bu ikiliği “objenin kendisi de suje gibi rasyoneldir” diyerek bu ikiliği aşmaya çalışmıştır.

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...