12 Temmuz 2010

Karbonhidratların besin piramidindeki yeri

Beslenme
Beslenme

Beslenme biliminde oldukça iniş çı­kışlı günler atlatan karbonhidratlar önceleri besin piramidi denen ve günlük alınması gereken besinlerin dağılımını gösteren sistemde, ta­banda yer alıp her gün alınması ge­reken unsurlardan kabul ediliyordu. Ancak biçimlendirilen yeni piramitle, karbonhidrat gereksinimi “Gi” yani glisemik indekslerine göre değerlen­diriliyor. Buna göre, seker zincirle­rinden oluşan karbonhidrat kaynağı besinlerimiz, sofra sekeri, sekerli yi­yecekler (bal, reçel, pekmez, mar­melat, sekerli meyve suları, meşru­batlar, çikolata, dondurma ve tatlılar …), un ve undan yapılan yiyecekler (ekmek, yufka, erişte, makarna.), pirinç, bulgur, kuru baklagiller, pa­tates, sebzeler, meyveler, yoğurt ve süt. Bu besinlerin içindeki karbon­hidratların kan sekerini etkileme hızlarıysa birbirinden farklı. Bu nedenle bu yiyecekler kan sekerini hızla yük­selten karbonhidratlı yiyecekler (Gi değeri yüksek olanlar) ve kan sekeri­ni daha geç ve daha yavaş yüksel­ten (Gi değeri düşük) karbonhidrat­lı besinler olmak üzere iki gruba ay­rılıyor. Sofra sekeri, reçel, bal, pasta, kek, çikolata, helva gibi yiyeceklerin içindeki karbonhidrat basit karbon­hidrat olduğundan kan sekerini hız­lı bir şekilde yükseltiyor. Ayrıca diş çürüğü, şişmanlık, kalp hastalığı, ba­ğırsak hastalıkları gibi birçok sağlık sorununun ortaya çıkmasına yol açı­yor. Bu nedenle de “kötü karbon­hidratlı” besinler olarak nitelendirili­yor. Sebze, meyve, kepekli ekmek, kuru baklagiller gibi yiyeceklerse Gi değeri düşük, karmaşık karbonhid­ratları içermekte. Vücudun gereksi­nimi olan enerjiyi bu karmaşık kar­bonhidratlı besinlerden karşılayarak kan sekerinin daha geç ve daha ya­vaş yükselmesi sağlanabiliyor. Dolayısıyla bu besinlerdeki karbonhidrat­lar da “iyi” olarak nitelendiriliyor.

Anlaşılacağı gibi, “iyi karbonhidrat, kötü karbonhidrat” gibi bir ayırım söz konusu. Ama, beslenme uzmanlarına göre, iyi ya da kötü ayrı­mı yapıp, yediğimiz her besinin glisemik indeks değerine takılıp kal­mak gerekmiyor. Önemli olan, be­sinlerimiz arasında bir denge kura­bilmek. Uzmanlar bu konuda da su öneride bulunuyorlar: “Bir öğünde fındık ya da kuru baklagil gibi glisemik indeksi düşük yiyecekler tüketi­yorsanız, bunun yanı sıra beyaz un­dan yapılmış ince bir ekmek de yi­yebilirsiniz. Önemli olan yediklerini­zi doğru bir şekilde dengelemeniz; ağırlığınızın denetimini sağlayarak, yasam boyu dengeli besleme alışkanlığını kazanmanız.

Beslenme Piramiti

Kaynak: Gülgün Akbaba, “Enerji Kaynagimiz…Karbonhidratlar”, Bilim ve Teknik, Mart 2007.

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...