12 Temmuz 2010

Kuran’ı anlama ve yorumlamada temel ilkeler

İlahiyat
İlahiyat

Kur’an’ı Kerim, Arapça bilenler tarafından orijinal metninden okuyarak anlaşılabilir. Arapça bilmeyenler ise tercümelere (meal) başvurarak onu anlamaya çalışırlar. Kur’an’ın bazı bölümleri ise daha derin bilgi ve uzman kişilerce açıklama gerektirir ki, bu tür durumlarda din bilginlerinin yazdığı tefsir (açıklayıp yorumlama) kitaplarına başvurulması gerekir. Kur’an hakkında en geniş açıklamaları ve ayrıntılı yorumları, tefsir kitaplarından elde edebiliriz.

Kur’an’ı anlamada ve yorumlamada nelere dikkat etmeliyiz?

Kur’an’ın büyüklük ve yüceliğinin, onun ilahî bir kitap olduğunun farkında olmak gerekir.

Kur’an’ın insanlara okunmak, anlaşılmak ve yaşanmak için geldiğinin bilincine varmak gerekir.

Kur’an’ı heyecanla, dikkatle, büyük bir saygı ve sevgi içerisinde tarafsız ve önyargısız okuyup anlamaya çalışmak gerekir.

Kuran’ın manalarını anlamak ve içerdiği hüküm ve hikmetleri öğrenmeye çalışmak gerekir.

Kur’an’ın muhatabının kendisi olduğunun farkında olup, onun bütün emir, yasak, hitap, müjde ve uyarılarının doğrudan kendi şahsına olduğunun bilincinde olmak gerekir.

Kur’an’ı anlama ve yorumlamada Peygamberimizin sünnetinden ve onun getirdiği yorum ve örneklikten yararlanmak gerekir.

Kur’an’ı kendi görüşü, menfaat ve isteğine göre anlayıp yorumlamak son derece yanlıştır.

Kur’an’ın evrensel olduğunun farkında olarak, evrensel yorumlar getirmek gerekir.

Kur’an’ın bütünselliğinin olduğunu bilmek gerekir. Bir ayete göre değil, konuyla ilgili tüm ayetlerin okunup incelenmesiyle bir sonuca varılacağı bilinmelidir.

Kur’an’ı anlama ve yorumlamada günün gereklerini ve bilimsel gelişmeleri de dikkate alarak, Kur’an’ın yeni keşfedilen yönlerine, satır aralarına dikkat çekmek gerekir.

Kur’an’da pek çok ayetin iniş sebebi vardır. Bu sebepleri bilmeden veya tam öğrenmeden sağlıklı yorumlar yapılamaz.

Kur’an’ı okumak, anlamak ve yorumlamak bir ibadettir. İbadeti gerektiği şekilde, gücümüzün yettiği ölçüde, istekli, samimi, gösterişten uzak yapmalıyız.

Diğer İslami ilimlere vakıf olmalıyız.

Kur’an yazılı eserlerden tamamen farklıdır. Konular, bölümler, ana ve alt başlıklar altında işlenmez. Kur’an’ın iç içe geçmiş bir anlam örgüsü vardır. Ayetler, kendinden önceki ve sonraki ayetler ve Kur’an’ın tümü göz önünde bulundurularak anlaşılmalıdır.

Kur’an’ın anlaşılması dinamik bir olgudur. İlmi ve fikri gelişmeler onun daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.

İnsanlara düşen, Allah’ın tüm insanlara gönderdiği yüce kitabını her şeyden üstün tutmak; doğru bilgi, doğru inanç ve doğru davranışı bizlere öğreten ayetlerini samimi olarak okuyup, anlayıp, yorumlayarak, hayatımıza yön vermeye çalışmaktır.

Kaynak: Milli Eğitim Web Sitesinde Yer Alan “Mesleki Açık Öğretim Lisesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 3 (Hazırlayan: M. Sadık ARSLAN)” Ders Notlarından Derlenmiştir (Ziyaret Tarihi: 01/02/2010).

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...