15 Ağustos 2011

Medeniyet ve değişim

Bilgi
Bilgi

Her medeniyet süreklilik ve bütünlük içinde amaçlarını değiştirmeden, araçlarını değiştirmek zorundadır. Medeniyetlerin varoluşunun kaynağı olan amaçlar değişmez, amaçlara ulaşmak için yararlanılan araçlar değişir. Amaçlar ile araçları birbirine karıştırmayan medeniyetler canlılıklarını korurken, karıştıranlar koruyamazlar. Değişen araçların, değişmeyen amaçlar olarak görülmesi, medeniyetleri yoksullaştırır.

Türkiye’de, yenilenme sürecinin dönüm noktalarından biri olan Tanzimat’tan bu yana, amaçlar ile araçları birbirine karıştıranlarla, karıştırmayanlar hesaplaşıyor. Anadolu’da büyük bir çoğunluk, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek amaçların kaynağını, kendi geçmişinde, kendi tarihinde ararken, küçük bir azınlık da başkalarının geçmişinde, başkalarının tarihinde aradı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, azınlığın sesi, çoğunluğun sesi olarak kabul edildi.

Avrupa karşısında ekonomik üstünlüğünü yitiren Anadolu’nun geleceğini, başkalarının geçmişinde değil de, kendi geçmişinde arayan şair düşünürlerin başında Mehmet Akif, Yahya Kemal ve Necip Fazıl gelir. Onlar Anadolu’yu kökleri geçmişte dalları gelecekte olan büyük bir çınar olarak görmüşlerdir. Osman Gazi’nin gördüğü rüyayı, Osmanlı’nın yenilenişi olan Türkiye’nin kuruluşunda görmüşlerdir.

Nasıl bilimin vatanı olmazsa, teknolojinin de vatanı olmaz. Dünyanın her yerinde atlı olmak, yaya olmaktan daha iyidir. Ulaşılacak hedefi, teknolojiye dayanan araçlar değil, değerlere dayanan amaçlar belirler. Nerede durduğunu ve nereye gideceğini bilmeyen için, hiçbir araç yararlı değildir.

Akif, bir medeniyet amaçları ve araçlarıyla toptan alınır diyenlere, hiç önem vermez. O hayatı bütün boyutlarıyla zenginleştiren araçlara değil, Anadolu insanını köklerinden koparan sekülerleşmeye karşıdır. Ona göre, bir araç eski olduğu için değil, yararsız olduğu için atılır, yeni bir araç da yeni olduğu için değil, yararlı olduğu için alınır. Amaca ulaşmada yararlanılacak araçları sürekli yenilemeyen toplumlar ayakta kalamazlar.

Akif Anadolu insanının geleceğini geçmişinde arar. O sekülerleşmeden modernleşmenin peşindedir.

Kökleri sağlam olan ağacı, hiçbir fırtına toprağından koparamaz.

Kaynak: Nazif Gürdoğan’ın 28 Aralık 2006 tarihinde Yeni Şafak Gazetesi’nde yayımlanan “Kökleri geçmişte olan gelecek” konulu makalesinden derlenmiştir.

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...