Mekatronik ilk kez 1960’li yılların sonlarında Japonya’da Yaskawa elektrik şirketinde görev yapan bir mühendisin elektrik motorlarının bilgisayarla denetimini sağlanması amacıyla kullanılmıştır[8]. Ancak batıdaki tanımı, Japonya kadar çabuk olmamış, zamanla teknolojideki gelişmeler elektrik-elektronik malzemelerinin daha çok kullanımı ve denetlenmesini gündeme getirmiş, bunun sonucunda da bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır. Bu gereksinim sonucunda ‘Elektro Mekanik Mühendislik’ kavramı 1990’larda gündeme gelmiş şimdi ise, bu kavram ‘Mekatronik Mühendisliği’ şekline dönüşmüştür.
Servo teknolojisi ile birlikte Mekatronik 1970’li yılların başlarında, robotik uygulamalar ile görüldü. Otomatik kapılar, kahve-çay makineleri ve otomatik odaklamalı kameralar bunlara örnek olarak verilebilir. Elektronik ve bilgisayar teknolojisinin ilerlemesi ile daha kullanışlı verimli ve ekonomik sistemler geliştirmek için mikro işlemciler mekanik sistemlerle daha çok kullanılmaya başlandı. Sayısal denetimli tezgahlar, robotlar ve otomotiv sanayinde kullanılan motor yönetim sistemleri, güvenlik sistemleri, seyir ve konfor sistemleri bunlara örnek olarak verilebilir.
Teknolojinin disiplinler arası yaklaşımlarla çok karmaşık ve hızlı bir şekilde gelişmesi bu alandaki yetişmiş teknik eleman ihtiyacını hızla artırmaktadır. Gerek Dünyada ve gerekse Ülkemizde bu ihtiyacı karşılamak amacıyla üniversiteler Mekatronik programlarını ve bölümlerini açmakta veya açmayı planlamaktadırlar. Ayrıca eğitimciler mekatronik ders müfredatlarının ve içeriklerinin, laboratuar/atölye donanımlarının hazırlanması konusunda araştırmalar yapmaktadırlar.
