25 Mart 2010

Nanoteknoloji ve Geleceğin Otomobilleri Nasıl Olacak?

Bilişim
Bilişim

Özellikle çevre kirliliği, güvenlik ve yeniden dönüşüm konusunda getirilen yasal kısıtlamalarla birlikte otomotiv sektörü yeni arayışlar içine girdi ve teknolojik gelişmeler üzerinde daha fazla durmaya başladı. Sektörün bu arayışlarına cevap ise nanoteknoloji olarak adlandırılan yeni bir çalışma alanından geldi. Doğadan elde edilemeyecek olan maddelerin tasarlanmasını mümkün kılan ve moleküler düzeyde yeni maddeler üretilmesini sağlayan bu yeni mikroskobik bilim, taşıtlar için yeni bir ufkun açılmasını sağladı. Hızla ilerleyen çalışmalar meyvelerini vermeye başladı. Otomotiv sektörü nanoteknolojiyi kullanarak, çok daha kullanışlı ve ekonomik malzemeler üretebilecek.

Nanoteknolojiyle birlikte daha az yakıt tüketen otomobiller, ayrıca daha dayanıklı parça ve kaplamalarla üretiliyor. Bu gelişmeler, nanoteknolojinin gelecekte otomotiv sektörünün vazgeçilmez bir parçası olacağının sinyalleri.

 Bilim adamları artık molekül ve atomlarla oynayarak, maddelerin temel özellilerini değiştirebiliyor. Nanoteknoloji adı verilen bilimin bu yeni keşfi, hayatın birçok alanına hızla girmeye başladı. Nanoteknolojinin kullanılmasıyla birlikte, büyük aşama kaydeden sektörlerin başında otomotiv geliyor. Otomobiller için çok daha kullanışlı parçaların üretimine imkan tanıyan nanoteknoloji sayesinde artık daha dayanıklı ve daha hafif metaller, kendini temizleyen ve kolay çizilmeyen metalik boyalar, sürtünmeyi azaltan, motor ömrünü uzatan ve kullanılan motor yağından tasarruf edilmesini sağlayan parçalar üretiliyor. Piyasa analizleri ve sektörel araştırmalar hazırlayan bir şirket olan ENCOS’un raporuna göre, nanoteknolojiyle üretilen araçlar, bugün otomotiv piyasasının yüzde 15’ini kapsıyor. 2015’e gelindiğinde bu oranın yüzde 84’e kadar çıkacağı tahmin ediliyor.

 Taşıt Boyaları: Nanoteknolojinin otomotivde ağırlığını en çok hissettirdiği alan araç boyaları ve kaplamalar. Araç boyalarının içine katılan mikroskobik seramik partikülleri sayesinde boyanın parlak kalması sağlanıyor ve daha kaygan hale gelen araç yüzeyi kir tutmuyor. Seramik partikülleri sayesinde daha dayanıklı hale getirilen boya, kolay çizilmiyor. Gelecekte hedeflenen ise araç boyalarının çizildikten sonra kendi kendilerini onarabilecek hale gelmesi. Mercedes Benz, bu teknolojiyi sürekli geliştirerek 2003’ten beri kullanıyor. Mercedes’in E, S, CLK, SL ve SLK modellerinde kullanılan yeni boyalar sayesinde, araç yüzeyinin geleneksel yöntemlere oranla yüzde 40 daha dayanıklı olduğu belirtiliyor.

 Motor Parçalarında, Malzeme ve Sürtünme Odaklı Çalışmalar: Otomobil motorlarında kullanılan metaller de nanoteknoloji sayesinde daha hafif ve dayanıklı hale getiriliyor. Sürtünmeyi azaltan ve aşınmayı önleyen, gelişmiş metallerle üretilen pistonlar, motor yağından da tasarruf sağlıyor. Temel taşlarıyla oynanan maddelerden yeni metaller elde ediliyor ve bu ürünler hem daha hafif hem de daha dayanıklı oluyor. Bundan önce oldukça pahalı bir malzeme olan platinyumdan üretilen egzoz filtrelerinde nanoteknolojinin kullanılmasıyla, fiyatlarının yüzde 90 oranında düşeceği tahmin ediliyor. Yüksek ısılara dayanabilen ve atık gazları temizleyerek egzoz borusundan çıkaran nanoteknoloji destekli filtreler, aracın performansını da artırıyor.

 Yakıt Katkı Maddeleri: Nanoteknoloji ile yeniden üretilen yakıt katkı maddeleri sayesinde benzinli araçların yakıt tüketiminde yüzde 5 tasarruf sağlanabiliyor. Daha temiz bir yanma da sağlayan katkı maddesi, herhangi bir motor modifikasyonu da gerektirmiyor.

 Otomobil Camları: Nanoteknolojinin otomobil camlarında da kullanılmasıyla birlikte, camlar çok daha ince ve dayanıklı hale getiriliyor. Ayrıca kendi kendini temizleyebilen camlar, yapışan kirin kısa süre içerisinde okside olmasını ve yağmurla birlikte kolayca akıp gitmesini sağlıyor. Geliştirilen yeni özellikler sayesinde, güneş altına park etmiş bir aracın içinin aşırı derecede ısınması bile önleniyor.

 Egzoz Filtresi: Daha önce platinyumdan üretilen egzoz filtrelerinin fiyatlarının nanoteknoloji ile yüzde 90 oranında düşeceği tahmin ediliyor. Yüksek ısılara dayanan ve atık gazları temizleyen yeni filtreler, aracın performansını da arttıracak.

 Dikiz Aynaları: Sürücünün rahatlığını sağlayacak şekilde geliştirilen dikiz aynaları, gelen ışığın gücüne göre kendisini ayarlayarak, ışığı ya daha az ya da daha fazla yansıtacak.

 Otomobil Lastikleri: Nanoteknolojik bir düşünce olarak lastikler üzerinde durulmakta. Otomobillerde karbon nanotüplerin otomobil lastiklerinde kullanılmasıyla, çelikten elde edilen dayanıklılığın ve güvenilirliğin çok daha fazlasının elde edilmesi bekleniyor.

 Özetlemek gerekirse; nanoteknoloji, disiplinlerarası bir çalışma sahası. Bu disiplinin otomotiv sektörüne yansıması; boya, motor parçalarında, malzeme ve sürtünme odaklı çalışmalar, yakıt katkı maddeleri, otomobil camları, egzoz filtre teknolojisi,dikiz aynaları, hidrojenin depolanması ve yakıt hücreleri, sensör uygulamaları, optoelektronik aygıtlar (örneğin, kuantum noktacık katkılı organik LED [light emitting diode / ışık yayan diyot]) ve karbon nanotüplerin otomobil lastiklerinde kullanılması gibi çalışma konularında yaygın olacaktır. Nanoteknolojinin otomotiv sektöründe yaygınlaşması, üretim prosesleri ve maliyetler arakesitinde gerçekleşecek gibi görünüyor.

Share

UBilişim

UBilişim Web Tasarım - Web Yazılım- Web Hosting ubilisim.com

Bunları da Beğenebilirsiniz...