13 Ekim 2011

Tunus’ta başlayan ve Mısır’la devam eden Arap Baharını nasıl değerlendirmek gerekir?

Siyaset
Siyaset

Arap ülkelerinde hüküm süren iktidarların istisnasız hepsi küresel güçlerin desteğiyle koltuklarında oturuyorlar.

Neden? 

Çünkü küresel efendilerine ülkelerinin yer altı ve yerüstü zenginliklerini pazarlıyorlar. Bunun karşılığında da kendi kasalarını dolduruyorlar. Bin Ali ve Mübarek bunun en güzel örneğiydi. Milyarlarca doları kendi ceplerine indirmekten çekinmediler. İnsanlar açlıktan kıvranırken bu yöneticiler zevkü sefa sürdüler. Bu yöneticiler ya Tunus gibi laiklik ile ya da Suudiler gibi dini baskılarla halklara seçim hakkı vermediler. Öyle vahşileştiler ki hizmet ettikleri sömürgecilerden bile daha zalim hale geldiler. Örneğin bir Fransız İnsan Hakları yöneticisinin Mübarek hakkındaki izlenimlerini size aktarabilirim. 

Batı’nın Mısır’daki İslami hareketleri susturması için Mübarek’e istekte bulunduklarında Mübarek’in cevabı mealen şöyle oluyor: “Siz hiç merak etmeyin ben onları sadece yeryüzünden silmekle kalmayacağım yer altında ve havada bile barınamayacaklar! Sudan’da onların kafalarına vura vura susturdum. Şimdi de Gazze’de ortaya çıkmaya çalışıyorlar. Onların önlerine kalından bir duvar örüyorum. Duvar, hem yerin çok altında hem de çok üstünde uzunca bir kalın duvar olacak. Böylece bir daha hiçbir zaman inlerinden çıkamayacaklar.” Fransız İnsanları Hakları eylemcisi Mübarek’in bu kraldan çok kralcı tavrı karşısında Batılıların bile irkildiğini anlatmıştı bana… Halklar böylesi vahşileşen despotlardan kurtulmak için ayağa kalktılar. Onların bu eylemi bu açıdan bile insanlık tarihine geçmiştir. Barışçıl yöntemlerin kullanılmış olması da önemli bir noktadır. Çünkü Müslümanlara zulmeden güçlerin hepsi terörizm kavramı arkasına sığınmış durumdalar. Çin Doğu Türkistan’da, Rusya Çeçenistan’da, ABD tüm dünyada hep terörizmi bahane ederek baskı politikaları üretiyor. Oysa Arap halkları şiddete başvurmadan devrimlerini yaptıklarından rejimler böyle bir bahane üretemediler. Ama şimdi önümüzde daha çetin bir sınav duruyor…
Kaynak: Dr. Hasan Turâbî ile yapılan Timeturk.Com web sitesinde yayımlanan söyleşiden derlenmiştir (21/07/2011).

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...