21 Mart 2011

Yalçın Topçu’nun (BBP Genel Başkanı) değerlendirmesiyle Erbakan

Siyaset
Siyaset

Erbakan Hocamız, bizim için üç açıdan önemli: Birincisi şahsım, ikincisi memleket ve üçüncüsü İslam dünyası.  Yalçın Topçu olarak, Hocam gibi siyasette, devlet ve bilim hayatında adeta kutup yıldızı olmuş bir duayen ile oturmak, konuşmak, onun tecrübelerinden istifade etmek, onunla memleket ve millet meselelerini tartışmak çok önemli bir şeref.

Onun ötesinde biz aynı çatı altında olmayabiliriz. Usul, üslup ve metot farklılıkları olabilir. Ama Allah biliyor, o bizim kalbi akrabamızdı.

Şimdi Hoca’nın kaybı, birilerinin iştahını kabartabilir. Öyle görüyor, buna gerçekten üzülüyorum. Bir şey söylemememin nedeni, Allah muhafaza, bunun üzerinden siyaset yapmış olunur, endişesidir. Yapılan işler çok garip. Şaşkın şaşkın izliyorum.

Bu memlekette Hoca; inandığını, siyasi görüşünü, dişini tırnağa takarak savundu. Bir irade, bir onur, bir bilgi ve bir beceri ortaya koydu. Ve bu uğurda, 1970’dan 28 Şubat’a kadar hep çilelerle karşı karşıya kaldı. Yani bu demokrasi dışı, millet iradesini özümseyemeyen ve hazmedemeyen kuvvetler, herkese yaptığını Hocaya da yaptılar. Hocam, öyle bir irade, öyle bir bilgi, öyle bir tecrübe ortaya koydu ki, hiçbir zaman birilerinin ekmeğe yağ çalacak işler olmadı.

O, en acı ve zor meseleleri bile herkese örnek olacak şekilde, dik duruşu, usulü ve üslubuyla herkesin yüzünde tebessüm oluşturacak şekilde konuştu. Bundan herkesin örnek alması lazım.

Cenabı Hakk, keşke ömür verseydi. Ülkemiz, etrafımızdaki coğrafyaya baktığımız zaman, zor bir dönemden geçiyor. Bir tecrübe, şurada dursa iyi olurdu. Ama Cenabı Hakkın takdiri budur.

Allah rahmet eylesin.

O, gerçekten aranacaktır. Siyaset, millet onu arayacaktır. Şundan çok eminim. Birileri hesap kitap yapıyorsa, yanılıyor. Yaptıkları, hesap kitapların hiçbirisi tutmaz. Önemli bir fikri müdrikliktir, Milli Görüş. Hocamız, bunun başmuallimi idi. Bu muazzam fikri müdrikten, yetişen insanlar onun siyasi davasını götürürler. Hiç kimse boşuna hesap yapmasın. Gider Allah’ın izniyle.

Hocamızın imzasıyla memuriyete döndüm

Refahyol hükümeti döneminde ben, partimin divan üyesiydim. Özel bir anımı aktarayım. 12 Eylül’den nasibini almış, 3 bin küsur öğretmenden birisi de benim. 1986’da Rahmetli Özal, bizim memuriyet haklarımızı iade etti.

Rahmetli Hocanın imzasıyla, Refahyol döneminde, 40 yaşında memur oldum. Başbakanlığa müşavir olarak başladım. O zaman, hem parti ile ilişkilere yardımcı oluyor hem de Başbakanlıkta görevimizi yapıyorduk.

Refahyol hükümetine destek konusunda, divanda bu konuda olumlu safta durmak benim için çok önemliydi. Neticede partide bir karar alınıyor.  Onu dinlemek, bizim için çok özel anılardı. Sonra bilahare, rahmetli Yazıcıoğlu’nun vefatında kendisi de, rahatsız olmasına rağmen bizzat çıkıp da partiye kadar gelip, bizlerle acımızı paylaşıp nasihat etmesi.

İşte ondan sonra memleket meseleleri ile ilgili olarak bizimle görüşmesi, bizim için söylediği sözler, bizimle oturup konuşması, tecrübesini aktarması. Bunlar benim şerefle yad edeceğim, ders aldığım şeylerdir.

Kaynak: Milli Gazete’de yayımlanan “Liderler Erbakan’ı anlatıyor – Erbakan’la yaşanan hatıralar” yazısından derlenmiştir (Erişim Tarihi: 19/03/2011)

Share

Bunları da Beğenebilirsiniz...